Gerekçe

Latin Amerika, inşaattan teknolojiye, savunmadan medikale çok geniş bir yelpazede, Türkiye’deki sektör temsilcileri için önemli bir potansiyel oluşturmaktadır. Yatırımcılar dört yılda yatırımlarını amorti edebilmekte, kendilerine resmî işlemler, vergilendirme vb. konularda kolaylıklar sağlanmaktadır. Latin Amerika pazarı toplam 800 milyar dolar olup bunun 200 milyar doları inşaat sektörüne aittir. Yıllık gelişme hızı %6,3 olan dev bir pazardır.

Pazarda İspanya, Fransa, İngiltere, Çin, Kore, ABD, Portekiz firmaları yer alırken, inşaat konusunda bu ülkelerin çoğundan daha ileri seviyede olan Türk firmalarının bulunmaması üzüntü vericidir. Ayrıca Türk hükûmeti bu bölgeye yönelik her türlü yatırım, ihracat vb. girişimlerde sayısız destek ve kredi sağlamaktadır. Öte yandan bu pazarın gelişme hızının en azından 2030 yılına kadar devam edeceğine kesin gözüyle bakılmaktadır. Zaman geçtikçe mevcut ülkeler dışında başka ülkelerin de girmeye çalışacağı ve Türk firmalarının şansının geç kaldıkça düşeceği öngörülmektedir. Türkiye’den çok daha uzakta bulunan Kore firmalarının ve hemen hemen ayni fiziksel mesafedeki İspanya, Fransa, İngiltere, Portekiz firmalarının bu pazarda olması ve iş yapması mesafe kavramının yanlış olduğunu göstermektedir. Ayrıca bu bölge, gerek hukuki gerekse finansal ve idari yapıları ile Orta Doğu ve Afrika ülkelerinden çok daha ileri durumdadır. Bu nedenle buraya giriş yapacak Türk firmaları hem pazarda yer almak hem de pay almak açısıdan büyük avantaj sağlayacaklardır.

Latin Amerika pazarındaki kazanç oranlarının diğer ülkelerdekinden herhangi farkı bulunmamaktadır. Tek sorun mesafe nedeni ile Türkiye’den fazla eleman ve ekipman getirmede yaşanabilmekte, bu da yerinde “on contract mangement” (sözlşeme bazlı yönetim) ile kolayca çözümlenebilmektedir.  Öte yandan artan rekabet ve rakipler nedeniyle her geçen gün pazara giriş süreci daha rekabetçi olmaktadır. Bu nedenle henüz imkan ve vakit varken bu pazara girmenin getireceği sayısız avantajlardan yararlanmak önemlidir. Türkiye varlık gösterdiği takdirde bu pazarda çok iyi karşılanacak ve kazançlı işler çıkarabilecektir.

Firmaların hedef ülkeye yönelik pazara giriş koşullarını, diplomasiyi, iş kültürünü, sektör davranışlarını bilen ve sahayı yönetecek kabiliyetteki kurumlardan hizmet alması gereklilik olup bunu yatımlarının bir parçası olarak görmeleri doğru stratejiler ve sürecin başarısı için son derece önemlidir.